Beatrix
30.Austos.2015, 14:44
http://i394.photobucket.com/albums/pp28/beatrix-fhoto/ayna%20mahruti/1_zpsczhqoz6l.jpg (http://s394.photobucket.com/user/beatrix-fhoto/media/ayna%20mahruti/1_zpsczhqoz6l.jpg.html)
Ejderi Erişti’yi iyi tanırım…;
Nerede olursa olsun elindekilerle ne yapabileceğini iyi bilir…
Başarıyor, çünkü başarabileceğini düşünüyor...
Ejder başarıyı bir varış noktası değil yolculuk olarak görüyor, biz ise artık onu birbiri ardına kazandığı kupalarla değil, henüz kazanmadığı kupaların toplamıyla değerlendiriyoruz…
Yarışın daha henüz başlamadığı sıralarda Ejder’deki sıkıntıyı yakınen fark edenlerdenim…. Aldığı sorumluluğun gözünü korkuttuğu…, sıkıldığı her halinden belliydi…
Sonrasında bir şekilde kendini karşılaşacaklarına öyle bir hazırladı ki, onu korkutan her şey ilerleyen zaman içersinde ona güç, cesaret ve kendine güven kazandırdı.
Şimdi eminim kendi kendine diyordur ; “ ben bu dehşet zorlu mücadeleyi alt ettim ya, bundan sonra geleceklere çoktaaaan hazırım…!”
Öyle ya; artık geleceğe dönük hayalleri şimdiki güçünün kaynağı oldu.
Dostum belki çocukken sallıyorum İtfaiyeci, doktor, astronot, başbakan, film yıldızı olmak istiyordun…Sonrasında ise hayat mücadelesi ile yüz yüz geldiğinde baktın ki sıradan işler yapmaya başladın. Küçükken her şeyin mümkün olduğunu, her şeyi yapabileceğimizi düşünüyoruz, ancak büyüdükçe bu büyü kayboluyor. Ama bazılarımız, senin gibi, o dayatılan sınırlardan çıkıp büyük hayalleri kuruyor gerçekleştiriyor…
Bana öyle geliyor ki, hayalini gerçeğe dönüştürmenin sırrını iyi biliyorsun… bence bu özel sır, dört kelimeye dayanıyor; merak, güven, cesaret ve süreklilik. Bunların içinde en önemlisi ise kendine olan güvenin. Bir şeye inanıyorsan ona tamamen inanıyorsun; açıkça ve sorgusuzca !
Ejder, Transanatolia’da oturdu elindekilerle ne yapabileceğini değerlendirdi, yarışı kendi akışına bırakmakla, geçmişi değil, geleceği değiştireceğini önceden gördü..., hissetti.
Hayır ! denemedi…, elimden geleni yapacağım da demedi, başlarken net bir hedefe odaklandı, sonuna kadar odağını korudu., sonucunu onunla birlikte hepimiz gördük…
Tabi ki bu yarışta tek başına değildi. Bir ekibin takımın içinde co-pilot’luğu üstlendi.
Böylesine zorlu dayanıklılık isteyen bir mücadelede co-pilotluk; üzerinde hiçbir baskı hissetmeden, bezginlik yorgunluk duymadan, mükemmel bir konsentrasyonla fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir noktaya sürekli uygulama yeteneğine sahip olmak demektir.
İşte Ejder bu yeteneğe tam anlamıyla sahip olduğunu gösterdi !
Seninle gurur duyuyoruz dostum…!
Ejderi Erişti’yi iyi tanırım…;
Nerede olursa olsun elindekilerle ne yapabileceğini iyi bilir…
Başarıyor, çünkü başarabileceğini düşünüyor...
Ejder başarıyı bir varış noktası değil yolculuk olarak görüyor, biz ise artık onu birbiri ardına kazandığı kupalarla değil, henüz kazanmadığı kupaların toplamıyla değerlendiriyoruz…
Yarışın daha henüz başlamadığı sıralarda Ejder’deki sıkıntıyı yakınen fark edenlerdenim…. Aldığı sorumluluğun gözünü korkuttuğu…, sıkıldığı her halinden belliydi…
Sonrasında bir şekilde kendini karşılaşacaklarına öyle bir hazırladı ki, onu korkutan her şey ilerleyen zaman içersinde ona güç, cesaret ve kendine güven kazandırdı.
Şimdi eminim kendi kendine diyordur ; “ ben bu dehşet zorlu mücadeleyi alt ettim ya, bundan sonra geleceklere çoktaaaan hazırım…!”
Öyle ya; artık geleceğe dönük hayalleri şimdiki güçünün kaynağı oldu.
Dostum belki çocukken sallıyorum İtfaiyeci, doktor, astronot, başbakan, film yıldızı olmak istiyordun…Sonrasında ise hayat mücadelesi ile yüz yüz geldiğinde baktın ki sıradan işler yapmaya başladın. Küçükken her şeyin mümkün olduğunu, her şeyi yapabileceğimizi düşünüyoruz, ancak büyüdükçe bu büyü kayboluyor. Ama bazılarımız, senin gibi, o dayatılan sınırlardan çıkıp büyük hayalleri kuruyor gerçekleştiriyor…
Bana öyle geliyor ki, hayalini gerçeğe dönüştürmenin sırrını iyi biliyorsun… bence bu özel sır, dört kelimeye dayanıyor; merak, güven, cesaret ve süreklilik. Bunların içinde en önemlisi ise kendine olan güvenin. Bir şeye inanıyorsan ona tamamen inanıyorsun; açıkça ve sorgusuzca !
Ejder, Transanatolia’da oturdu elindekilerle ne yapabileceğini değerlendirdi, yarışı kendi akışına bırakmakla, geçmişi değil, geleceği değiştireceğini önceden gördü..., hissetti.
Hayır ! denemedi…, elimden geleni yapacağım da demedi, başlarken net bir hedefe odaklandı, sonuna kadar odağını korudu., sonucunu onunla birlikte hepimiz gördük…
Tabi ki bu yarışta tek başına değildi. Bir ekibin takımın içinde co-pilot’luğu üstlendi.
Böylesine zorlu dayanıklılık isteyen bir mücadelede co-pilotluk; üzerinde hiçbir baskı hissetmeden, bezginlik yorgunluk duymadan, mükemmel bir konsentrasyonla fiziksel ve zihinsel enerjiyi tek bir noktaya sürekli uygulama yeteneğine sahip olmak demektir.
İşte Ejder bu yeteneğe tam anlamıyla sahip olduğunu gösterdi !
Seninle gurur duyuyoruz dostum…!