Orijinalini görmek için tıklayınız : Uzun yol için tekne seçimi
Beatrix
07.Aralk.2015, 19:17
UZUN YOL İÇİN TEKNE SEÇİMİ
http://i394.photobucket.com/albums/pp28/beatrix-fhoto/atv/5-04_2746-PRO-FORM-60_H1-1024x752_zpsranqwuw1.jpg (http://s394.photobucket.com/user/beatrix-fhoto/media/atv/5-04_2746-PRO-FORM-60_H1-1024x752_zpsranqwuw1.jpg.html)
Gövde malzemeleri:
Küçük bir tekneyle dünyayı ilk defa turlayan Joshua Slochum’dan beri, yani 100 yılı aşkın
zamandır insanlar farklı tipte, farklı malzemelerle yapılmış teknelerle okyanuslara açılıyor.
İlk önce bu farklı yapım malzemelerinden, bir sonraki sayıda da farklı tipteki teknelerden,
bunların her birinin avantaj ve dezavantajlarından bahsedeceğim.
Ahşap
Şu anda kullanılan en geleneksel malzeme ahşap. Avrupalılar dünyayı bir sömürge haline
getirmeyi, tamamen ahşaptan imal edilmiş gemileriyle dört bir tarafa yayılıp oraları istila
etmeleri sayesinde başardılar. Joshua Slochum’dan tutun, Türk amatör denizciliğinin
duayeni Sadun Boro’ya kadar, dünya denizlerine ilk açılan amatör denizcilerin tekneleri de
tamamen ahşaptan imal edilmiş idi. Yani ahşap tekne neredeyse insanlık tarihi kadar eski
bir şey. Dolayısıyla bu malzemenin kendini kanıtlamışlığı inkâr edilemez.
Ahşap son derece ekolojik bir malzeme. Eskiyen, kullanılmaz hale gelen bir tekneyi
doğaya en az zararı vererek ortadan kaldırmak mümkün. Yapımı sırasında tamamen yok
olabilir bir malzeme olan ağaç kullanılıyor. Bu malzeme ısıyı çok iyi izole ettiği gibi insan
için de çok daha sıcak, doğal ve sağlıklı bir yaşam alanı sunuyor. Yapımı nispeten kolay
ahşap teknenin. Hayatında hiç tekne yapmamış biri dahi biraz sabır ve bol emekle ahşap
tekne inşa edebilir.
Bütün bunlar güzel, ama ahşabın bir sürü problemi var. İnsanları ahşaptan uzak tutan en
önemli etken, yukarıda olumlu bir özellik olarak bahsettiğim “ekolojik”liği, yani bozulmaya,
çürümeye yatkınlığı. Bu özellik gayet paradoksal olarak ahşabı hem mükemmel, hem de
rezalet bir malzeme yapıyor.
Özene bezene yaptığınız ya da satın aldığınız, gözünüz gibi baktığınız, daha da önemlisi
hayatınızı teslim ettiğiniz teknenizin çürümesine, su almasına, parçalanıp yok olmasına
seyirci kalacak değilsiniz doğal olarak. Bunu önlemek için ne yapacaksınız? Sürekli
boyayacaksınız, hatta gerekirse cam elyafıyla güçlendirilmiş epoksi ile kaplayacaksınız.
Malzemenin ekolojik olarak değeri kalmamış olacak…
Günümüzün diğer yapım malzemelerine göre dayanıksız bir malzeme ahşap. “Dayanıklı
yapayım, taş gibi bir teknem olsun” derseniz, bu sefer de çok ağır bir tekneye sahip
oluyorsunuz.
Ahşap bugün az kullanılıyor, uzun yol denizcilerinin birinci tercihi değil. Klasik görünümlü,
eski, ağır ahşap tekneleri günümüzde sadece meraklıları kullanıyor.
Hakan Öge
Beatrix
07.Aralk.2015, 19:19
Çelik
Ahşaptan sonra dünyanın en denenmiş, kendini kanıtlamış malzemesi çeliktir denebilir.
Sanayi devrimiyle birlikte çelik hemen her yere girdi. Bu malzemenin denizciliğe
yansıması muazzam oldu. Çelik sayesinde o güne dek akla dahi getirilemeyecek
büyüklükte gemiler yapılmaya başlandı. Bu sayede taşımacılık ve ulaşım daha güvenli,
daha hızlı, üstelik daha ucuz yapılır oldu. Çelik gemiler demir yollarıyla birlikte sanayi
devriminin temel lokomotifleri ve sembolleri haline geldiler.
Büyük gemilerin bu kadar hararetli biçimde çeliği kullanmaya başlamalarına rağmen ufak
teknelerde bu malzemenin kullanılması oldukça geç başladı. Çeliğin amatör denizciler
arasında yaygınlaşması efsanevi Fransız denizci Bernard Moitessier’nin 1969 yılında
dünyayı tek başına ve hiç durmadan, 11 metrelik çelik bir tekneyle dönmesinden sonra
oldu denebilir.
Çelik, tekne yapımında kullanılabilecek en sağlam malzeme. Çarpmalarda yüksek
esneme ve uzama özellikleri sayesinde kolay kolay delinmiyor, parçalanmıyor, kopmuyor.
Üzerine binen yüklere muazzam bir mukavemet gösteriyor.
Yapımı ve tamiri belki de en kolay malzeme. Hele şimdi çıkan bilgisayar kontrollü kesme
yöntemleri ve yine bilgisayarda hazırlanmış projeler sayesinde çelik levhalar milimetrik
olarak kesilip yerlerine lego gibi oturtulabiliyorlar. Usta bir kaynakçının elinden çıkarsa,
levhalar arasındaki kaynaklar levhaların kendisinden daha sağlam oluyor. Dünyanın her
yerinde çelik levha ve kaynakçı bulmak mümkün. Yani tekneyi en ücra yerlerde dahi tamir
edebilirsiniz.
Bu malzemenin ilginç ve çok güzel bir paradoksu var. Bütün bu güzel özelliklerine rağmen
olabilecek en ucuz tekne yapım malzemesi. Fakat gövdenin ucuz olması teknenin diğer
malzemeden yapılmış teknelere göre çok ucuz olacağı anlamını taşımıyor. Çünkü genel
kural şöyle der: gövde yapım malzemesi tüm tekne maliyetinin % 20 - 30’unu oluşturur…
Gelelim çeliğin sevimsiz özelliklerine. Ahşap gibi ağır bir malzeme. Ne yaparsanız yapın,
çelikten imal edilmiş bir tekne benzerlerinden daha ağır olacaktır. Bundan dolayı sert
denizlerde daha az sallanacak, sizi daha az yoracak, ama daha yavaş gidecek, daha
büyük yelken alanına ve daha büyük motora ihtiyaç duyacak, bu da hem cebinizi daha
çok yakacak, hem de daha büyük olacaklarından, yelkenlerle boğuşmak daha zorlaşacak.
Çelik, ahşap kadar olmasa da ekolojik bir malzeme. Paslanıyor, yani bozuluyor ve
çürüyor. Özellikle deniz ortamı iyi bakılmamış çeliğin canına okuyor. Gereken önlemler
alınmazsa, ne kadar sağlam bir malzeme olursa olsun, bir süre sonra delinebiliyor. Ancak
günümüzde çok gelişmiş epoksi bazlı boyalar ve kumlama teknikleri sayesinde bu çürüme
eğiliminin önüne geçilmiş durumda. Kuralına göre kumlama yapılmış ve uygun koşullarda
boyanmış çelik tekneler yıllarca hiçbir paslanma emaresi göstermeyebiliyor.
Bildiğiniz gibi metaller çok iyi iletkenler. Çelik bir tekneniz varsa izolasyonu muhakkak iyi
düşünmeniz ve uygulamanız gerekir. Bir izolasyon malzemesiyle içten kaplanmadığı
takdirde sac tekneleri yazın soğutmak, kışın da ısıtmak imkansız gibi bir şeydir.
Çelik günümüzde uzun yol teknelerinde çok sık kullanılan bir malzeme. Özellikle çok ıssız
bölgelere giden, şartları zorlamayı seven denizcilerin bir numaralı tercihi.
Hakan Öge
Beatrix
07.Aralk.2015, 19:20
Alüminyum
Alüminyum son zamanlarda gittikçe artan bir popülerliğe sahip. Özellikle Fransızlar
alüminyumu denizde çok kullanıyorlar. Bu malzemeyi kullanarak seri üretim yapan
firmaları dahi var. Deniz şartları için özel olarak üretilmiş alüminyumun oldukça ilginç
özellikleri var. Bir kere çok hafif. Hafif olmasına rağmen çeliğe yakın bir sağlamlığı var.
Alüminyumun bence en büyük avantajı boya derdinin olmaması. Su hattı altına sürülmesi
gereken zehirli boya dışında tüm gövdeyi boyamadan bırakabiliyorsunuz. Bu da sizi
boyayı korumak gibi oldukça meşakkatli bir işten kurtarıyor. Bir de ben bu tür boyasız
alüminyum teknelerin görüntüsünü çok seviyorum. Bence tekneye çok vahşi bir güzellik
katıyor.
Alüminyumun dezavantajlarına gelelim. Bu malzemenin en kötü tarafı galvanik korozyona
karşı çok hassas olması. Yanlış yapılabilecek bir elektrik donanımı teknenin su içinde
erimesine neden olabiliyor. Alüminyum çelikle yan yana geldiğinde korozyona
uğrayabiliyor. O yüzden bir limanda çelik bir teknenin yanına uzun süreli bağlanması bile
sakıncalı. Malzemenin hiçbir şekilde başka bir metalle kontak halinde olmaması gerekiyor.
Bu yüzden alüminyum tekneleri yapımı gerçek bir uzmanlık işi. Her şeyin çok iyi
hesaplanıp bir araya getirilmesi lazım. Tabii bu durumda işçilik çok pahalı oluyor. Malzeme
olarak zaten çok pahalı, işçiliği de ekleyince yapımı oldukça tuzluya çıkıyor.
Alümimyumun bir diğer dezavantajı da kaynağının çok uzmanlaşmış kişilerce yapılması
gerektiği. Dünyanın az gelişmiş yerlerine gitme niyetiniz varsa teknede tamirat
yapabilecek işçiler bulmakta ciddi olarak zorlanabiliyorsunuz.
Tüm bu dezavantajlarına rağmen hafifliği, sağlamlığı ve boya derdinin olmaması bu
malzemeyi maddi bakımdan sıkıntısı olmayan uzun yol denizcilerinin önemli tercihlerinden
biri yapıyor.
Hakan Öge
Beatrix
07.Aralk.2015, 19:22
Cam elyafı
Cam elyafı destekli polyester kuşkusuz bugünün en önemli yat üretim malzemesi. Yapım
sırasında bir kalıp kullanılabilmesi sayesinde seri üretime olanak vermesi yat
endüstrisinde bir devrime neden olmuş. Amatör denizciliğin günümüzde bu kadar
yayılmasının en büyük nedeninin bu malzemenin kullanılmaya başlanmış olmasıdır
diyebilirim. Bu sayede firmalar hemen her ihtiyaca yönelik tekneleri seri olarak üretmeye
başlayabilmiş, bu da yat fiyatlarını oldukça makul seviyelere çekebilmiş. Bu kadar fazla
tekne üretmenin bir uzantısı olarak büyük bir ikinci el pazarı doğmuş, bu sayede hemen
her bütçeye hitap edebilecek tekneler ortaya çıkmış.
Cam elyafının en büyük avantajı, bu tür teknelerin çok fazla sayıda olması diyebilirim.
Dolayısıyla isteklerinize ve kesenize uygun tekneyi kısa zamanda bulabilirsiniz. Tuzlu su
koşullarından hemen hiç etkilenmemesi bu malzemenin tercih nedenlerinden biri. Elyaf
katlarının arasına tuzlu suyun girip gövdenin yapısını bozması olarak tarif edebileceğimiz
ozmoz modern malzeme ve yapım teknikleriyle neredeyse tamamen engellendi.
Cam elyafı destekli polyesterin en büyük dezavantajı çok sert bir madde olmasından
dolayı elastikiyet kat sayasının çok düşük olması. Bu nedenle sert maddelere çarpma
durumunda malzeme kolayca kırılabiliyor, yırtılabiliyor. Hiçbir yardım bulunamayacak
dünyanın uzak coğrafyalarında teknenin denizde yüzen bir şeye çarpması, karaya
oturması, mercan resiflerine çıkması durumlarında bu malzeme fazla bir direnç
gösteremeyecektir.
Bu sağlamlığı artırabilmek, sağlamlığın yanında tekneyi daha da hafifletebilmek için
karbon, kevlar liflerini epoksi rezinle birlikte kullanan sistemler geliştirildi. Bu, teknenin
sağlamlığını kuşkusuz daha da artırmasına rağmen çok pahalı bir yöntem. O yüzden bu
malzeme gezi teknelerinden çok yüksek bütçeli yarış teknelerinde tercih ediliyor.
Cam elyafı tekne yapımında kullanılan malzemeler içinde doğayı en çok kirleteni
diyebilirim. Tamamen sentetik olan polyester ve epoksi ciddi bir doğa düşmanı. Daha çok
doğada olmaktan keyif alan insanların oluşturduğu yatçılık camiasının büyük çoğunlukla
en az doğa dostu malzemeyle yapılmış tekneleri kullanması ciddi bir paradoks aslında…
Tüm bu malzemelerin dışında betonarme de tekne yapım malzemesi olarak kullanılıyorsa
da günümüzde fazla tercih edilen bir malzeme değildir.
“Zeilen” adlı bir Hollanda dergisinin Karaiplerde bulunan 28 – 80 feet arasında 134 uzun yol
teknesi arasında yaptığı bir araştırmaya göre, bu teknelerin %53’ü fiberglas, %26’sı çelik,
%9’u alüminyum, %8’i ahşap, %3’ü betonarme, %1’i ise kontrplak üstüne elyaf kaplama
imiş.
Hakan Öge
Beatrix
07.Aralk.2015, 19:23
Gelelim benim tercihlerime: benim dünya turunu tamamladığım teknem Mardek cam elyafı
destekli epoksiyle yapılmıştı. Epoksi tekneye artı bir sağlamlık kazandırmış olsa da
özellikle Patagonya’da çok tedirgin oldum. Çok az haritalandırılmış sularda, kayalarla
çevrili kanallarda seyir yaparken insan daha sağlam bir tekne arzu ediyor. Şu anda tekrar
yola çıkacak olsam, zorlu ve ıssız coğrafyalara gitmekten keyif aldığımdan sağlamlığı,
boya gerektirmemesi, hafifliği gibi nedenlerden alüminyumla kolay tamiri, sağlamlığı, kolay
yapımı nedeniyle çelik tekne arasında seçim yapmaya çalışırdım.
Hakan Öge
FuatD
07.Aralk.2015, 19:40
Osman Atasoy'da aynı şekilde düşündü ve Antartikaya gittiği teknesi Uzaklar 2 gemi sacından imal edildi.
http://osmanatasoy.org/uzaklar-ii.html
Beatrix
07.Aralk.2015, 19:57
bana ağaç üzerine cam elyaf destekli epoksi kaplama daha yakın geliyor.... Çelik ıssız bölgeler için daha güvenli görünüyor, maliyetlere bakmalı.
Beatrix
07.Aralk.2015, 20:00
Osman Atasoy'da aynı şekilde düşündü ve Antartikaya gittiği teknesi Uzaklar 2 gemi sacından imal edildi.
http://osmanatasoy.org/uzaklar-ii.html
Osman Atasoy' da ekonomik özgürlük bir çok adım öndeydi.... :)
vBulletin v4.2.2, Copyright ©2000-, Jelsoft Enterprises Ltd.