PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Karadeniz'in Süslü İnekleri



Poseidon
06.Mart.2014, 21:56
Karadeniz'in Süslü İnekleri
Yazan : M. Kemal Ayçiçek

Karadeniz insanı, sütü ve süt ürünleri elde etmek için beslediği hayvanlarını da kendisi kadar düşünen insanlardır. Hele kadınlar, onların inekleri süslemek için dokuduğu, aldığı, taktığı takılar, hayvanlara ne kadar sevgi beslediğinin ne kadar saygı gösterdiğinin de bir nişanesi ve bir vefa duygusudur aynı zamanda. Çünki, Karadenizlinin bir danası(buzak) olduğunda daha doğduğu anda ilk olarak ona bir isim verilir. Ve o hayvan, o isimle büyütülür ve aile bireylerinden biri halini alır. Yaşar, Gülistan, yadigar,hatun gibi..

Karadeniz’e yolu düşenler rastlamıştır,hele yayla mevsimi ise yollarda veya belki de fotoğraflardan da görmüş olanlarınız mutlaka olmuştur.Karadeniz’de, kafalarında rengarenk püsküllerle süslenmiş hayvanlar olur. Mutlaka merak etmişsinizdir de değil mi? “Neden bu hayvanları böyle süslerler?”, “hayvan bu süslerden ne anlar?”,ya da “gereklimidir hayvanın süslü olması?” gibi aklınıza gelebilir. Ama eğer, siz bir Karadenizli iseniz ve o hayvan, evinizin bir bireyi oluvermişse, evet süslenmesi gerekir, çünkü o hayvanın o evin hiçbir bireyinden farkı yoktur. Öylesine sevilir, öylesine sahiplenilir ve öylesine süslenir işte. Hem yayla yolu derken iki günlük yaya yoldur ve o yolda hem o hayvanların süslemeleri ile uğraşmalar anlatılacak, hangi boncuk hangi katma (iplik) nasıl yapılmış veya nerden alınmış o yolda hep onlar konuşulacak kadınlar arasında, yoksa o uzun yayla yolları başka türlü biter mi?

Hayvanlar da süsler, yayla yolculuğuna veya bahar ayından itibaren ahırdan dışarı çıktığında hem kem gözlerden korunmak (nazar değmesin)ve hem de kolayca tanınmasını sağlar. Nazarlık, gerdanlık, burunluk, kaşlık, boynuzluk, zil, Çan ve kelek, hayvan doğmadan önce hazırlanır veya çarşıdan pazardan da alınabilir. Veya daha önceki hayvanlardan kalmış, ahırın bir köşesinde saklanmış, asılmış da olabilir. Ahırdan çıkarılmadan hayvan temizlenir ve kafasına, boynuna, gerdanına takıları takılır ve öylece ahırdan çıkarılır. Hayvandaki süs, bir nevi onu bakan insanın hayvana verdiği önemi, değeri ve saygıyı da gösterir tabi.kimileri, bu yüzden hayvan süsleme de abartıya da kaçmış olabilir. Hayvanın görüş alanlarının sınırlandırılması gibi, püsküllerin gözleri kapayacak şekle dönüşmesi gibi mesela.Fakat, süslenen o ineklerle sizde yolda yürüdüğünüz de anlarsınız süslü hayvanın edasını, olgunluğunu ve üzerine aldığı sanki daha farklı bir sorumluluk bilinciyle hareket ettiğini görürsünüz. Hayvan olması demek ineklerin hiçbir şeyden anlamıyorlar gibi algılanmamalı.

Yasemin Yıldız Avdan’ın çevirisi yazıda;
“İneklerin bilinmeyen yaşamı” başlıklı yazıda;“İnekler de kediler, köpekler ve insanlar gibi türlü türlüdür: Bazısı zeki, bazısı yavaş öğrenen, bazısı cesur ve maceracı, bazısı utangaç ve ürkek, bazısı dost canlısı ve düşünceli, bazısı kabadayı ve sinsidir. Araştırmalara göre, inekler genel olarak olayları uzun süre hatırlayabilen çok akıllı hayvanlardır. Hayvan davranış bilimcileri ineklerin karmaşık yollarla sosyal etkileşimde bulunduklarını, zaman içinde dostluklarını geliştirdiklerini ve bazen de diğer ineklere karşı kin besleyerek onları tehdit ettiklerini keşfettiler.Bu uysal devler ölümün ve hatta sevdiklerinden ayrılmanın yasını tutar ve hatta kayıplarının arkasından gözyaşı dökerler. Anne-buzağı bağı özellikle çok güçlüdür ve buzağılar süt danası veya sığır çiftliklerine satılmak için annelerinden alındıktan sonra, anne ineklerin onları aradıkları ve çılgınca çağırdıklarına dair sayısız belge vardır.” deniyor.

Söz hayvan isimlerinden açılınca aklıma geliverdi. Karadeniz’de Hayvanlara nomal insan isimleri de verilirdi.Yaşar, Adem, Yadigar,Gülistan, Nazlı, nazar,nazlıgül, yaylagül, sarıgül, karagül, Bahçegül,kınalı, bahçecik gibi. Her evde mutlaka büyükbaş hayvanlardan en az iki tane ve yukarısında hayvan bulunurdu. Ağabeyim bir anısını anlatmıştı. Arife teyzem, büyük teyzemdi. Bir gün bize gelmiş, ağabeyimde sığırları harmanda yayıyormuş, ahıra girmeleri gerektiğinde de bir sığıra “na yaşar gel yaşar” diye bağırmış. Bu teyzemin ağırına gitmiş tabi. Aradan bir müddet geçmiş, ağabeyim arife teyzemin evine gitmiş. Teyzem, yemek vermek için kedisini çağırmaya başlamış, “gel Osman gel Osman gel, ge sip sip sip sip gee” diyince ağabeyim bozulmuş. Teyzeme, “kedini niye Osman diye çağırıyorsun?” diye sormuş. Teyzemde, “sen sizin sığırı yaşar diye çağırıyordun ya ben de kedimin adını Osman koymuşum, ondan çağırıyorum” diye karşılık vermiş. Ağabeyim, o anda çok bozulduğunu, yüzünün kızardığını, yerin dibine girdiğini ama Arife teyzeme de bir şey söyleyemediğini, ondan sonrada sığıra bir daha “yaşar” demediğini keyifle anlatırken, gülüşüyoruz. Sığıra “yaşar” derken “teyzemin oğlunun adının yaşar olduğunu o ana kadar hiç düşünmemiştim” diye de ekliyor tabi.

Hayvan süsleme geleneği şimdilerde eskisi kadar yaygın olmasa da yine de yer yer Rize, Trabzon, Giresun ve Ordu’nun yaylalarında görülebiliyor. Bu gelenek aslında Trabzon’da çok daha yaygındır, Şalpazarı, Vakfıkebir, Araklı, Sürmene, Maçka, Düzköy, Akçaabat, Yomra, Arsin, Beşikdüzü ve Of’un yayla yollarında süslü hayvanlara rastlamak mümkündür. Süsler, yayla yolculukları boyunca hayvanlarda durur, yaylaya çıkıldığında veya aşağı inildiğinde süslemeler hayvanlardan çözülür ve ahırdaki yerlerini alır, taki tekrar yola çıkılana kadar.

Araştırdım biraz, Dünya’da hayvanları süslemek sadece bize ait bir gelenek değilmiş tabi bunu gördüm, mesela “Havasından geçilmeyen inekler ” denilerek Avusturya’nın Salzburg kentinde yaz boyu yaylara kışın çiftlikte yaşayan ineklerinin AP muhabiri Kerstin Joensson’un objektifine takılan halleri, “bunlar ne kadar kurumlu hayvanmış böyle” dedirtiyor. Alpin meralarında geçirdikleri sıcak yaz sonrası çiftliklerine dönen ineklerin başına yetenekli çiftçilerin taktığı süslemeler yörenin ilginç adetlerinden.Hayvanlarını daha gösterişli kılmak isteyen ailelerin zevk ürünü süslemeli baş takılarının hayvan psikolojisini nasıl etkilediğini göstermeye fotoğraflar yetiyor.

www.fikirhaber.com/havasindan-gecilmeyen-inekler-galeri.html


http://www.fikirhaber.com/wp-content/uploads/2010/09/inekler-resim.jpg


Kaynak : http://www.karadenizolay.com/aktuel/karadenizin-suslu-inekleri-h213.html

Acemi Baytar
07.Mart.2014, 17:34
Artık bunlar pek kalmadı..geleneklerimiz gitgide yok oluyor...