Bayadır konuya bir şey eklememişim.
Yaz başında ve ortasında ufak tefek doğa gezilerimiz devam etti.
Bu tarz doğa gezileri bayanların da hoşuna gitmeye başlamıştı ama biraz da erkek erkeğe takılmak istiyorduk. O yüzden geceleri "arka bahçe" diye tabir ettiğimiz kayışdağı, başıbüyük ve civarı ne kadar yer varsa girip çıkmaya başladık.
İşin tadını almaya başladık iyice artık. Fırsat buldukça sabahları da çıkmaya başladık.
Bu kadar keyif yeter dedik. wj lerin kronik sorunu olan sunroof önündeki ufak tefek çürükler ve marşpiyeldeki çürümeler canımı sıkıyordu. madem bu işe gönül koyduk, bu kadar da masraf yaptık tam olsun dedik ve aracımızı mercedes yetkili servisine bıraktık.
Aracı bıraktıktan sonra tatile çıktım. Servisin kaporta boya müdürü çok sevdiğim bir abimdir. Eti de kemiği de senin dedim. Sağolsun en ince ayrıntıya kadar irdeledi. hatta zaman zaman moralimi bozacak fotoğraflar attı.
Bu minik görünen çürükler buz dağının görünen yüzü sadece. Dedik madem tavanın ön kısmı boyanacak o zaman ön cam da sökülsün bakılsın her yere.
Telefon görüşmelerinde karşılıklı verdiğimiz kadar sunroofun ön tarafını komple kazımaktı. iyiki de öyle bir karar vermişiz. Çünkü kazıdıkça çürük çapının ne kadar arttığını görmüş olduk. Bir yandan ön cam altında kalan çürükler yapılıyordu. Dedik madem burası böyle, kesin sunroof içinde de çürükler vardır. Sökün abi onu da dedim
Şimdi eminim ki wj sahipleri sabah araçlarının tavanına falan bakacaktır ) Bazı arkadaşlarım bu tarz fotoları internette paylaşma diyorlar ama bence aksine paylaşmak daha doğru. Hem dürüstlükten ödün vermemiş oluyoruz hem de yarın öbür gün biri aracımı alırsa, bu şekilde çürükle bineceğine ter temiz bir şekilde yapıldığını görmüş olacak. 1999 model araçta da boya takıntısı olan varsa ona da bir şey diyemem ama bana saçma geliyor
Yavaş yavaş acele etmeden en ince detaya kadar ilgilendi ustalar sağolsun. Çamurluk içlerinde çürükler vardı. Onlar da onarıldı, boyandı ve komple pütür yapıldı o bölgelere. Aracımı yaklaşık 15 gün sonra teslim aldım. Otopark a koydum. 2 gün sonra bir bineyim dedim ama ne göreyim! yan binanın inşaatına dökülen betonlar rüzgarla sıçramış ve kurumuş. minik minik yüzlerce beton parçası. Zaten içimde de komple detaylı bir pasta cila niyeti vardı, bu da biraz tuzu biberi ve bahanesi oldu.
bu süreçte bir çok şey yenilendi. oksijen sensörleriden, klima borularına vs. baya emek verdik. tek sıkıntımız şaft kalmıştı ama onu da Ergun abinin yönlendirmesi ile halletmek üzereyiz.