Ömür, Fuat ve Çetin' e aydınlatıcı katkılarınızdan dolayı teşekkürler...
Ama, esas konumuz salt tekne almak, tekne sahibi olmak veya çalışmaya devam edip teknede yaşamak değil…., yaşamın geri kalanını kapsayan bir seyir; dünya seyahati.
Gerçekleştirebilmek için bol boş zamana ihtiyaç var, yani en az 2 yıl ayrılabilmeli.
Kaldı ki 2 yıl da çok az bir süre, (yolculuğu tamamlamak için neredeyse kendimi yarışıyor hissederim...) Mantıklı rahat zaman dilimi 4-5 yıl olmalı, ki onu da geç; hayatımın geri kalanı olmalı…. Kısaca vaktim ve yeterli param olmalı, tabi birde geride bırakılacak bağlar ve takıntılar olmamalı.
Eğer yola çıkabilmek için bir takım özellikleri kendinde bulabiliyorsan ,en ağır koşullarda kendi kendine yetebileceğine dair güveninin tamsa, kendini hazır hissediyor ve tam da zamanının geldiğine inanıyorsan…. Evet ! bu işler “alıp başımı gideceğim” düşüncesi ile başlar. Tıpkı yıllar önce ani bir kararla tüm kurulu düzenimi, işimi, ailemi bir anda bırakıp sırt çantamı sırtıma yükleyip 1,5 yıl boyunca backbackers olarak Avustralya kıtasını dolaştığım gibi…
Tabi ki başlangıç eğitimi almalı, kurslara gezilere katılmalı, mümkün olduğunca tecrübe kazanmalı, bu konuda bol bol kitaplar okumalı, ama yola çıkmak için inceden inceye uzun uzun plan ve programlara dalıp sabır taşına giriştiğim sürece başlama cesaretimden kayıp veririm gibi geliyor bana….
Tabi bir de şans var… o şans ta doğru yol arkadaşı; eşim.
Eğer zaten baştan tam uyum, saygı, sevgi ve güven yoksa ilişkinin deniz ortasında bitivermesi kaçınılmaz olabilir. Şimdilik şanslı gibiyim gibi…
Bir avantaj da yaş. Öyle ya, dünya denizlerinde karşılaşılan insanların yaş ortalamaları bir hayli yüksek, daha tecrübe sahibi olduklarından değil, "yeter artık, buraya kadar !" diyip her şeye rest çekebilmelerinden…
Yanımızda birkaç iyi derecede lisanımız da varsa, olacak bu iş herhalde….
Yine de görünen en fazla 5 yıl sonra...