Çelik

Ahşaptan sonra dünyanın en denenmiş, kendini kanıtlamış malzemesi çeliktir denebilir.

Sanayi devrimiyle birlikte çelik hemen her yere girdi. Bu malzemenin denizciliğe

yansıması muazzam oldu. Çelik sayesinde o güne dek akla dahi getirilemeyecek

büyüklükte gemiler yapılmaya başlandı. Bu sayede taşımacılık ve ulaşım daha güvenli,

daha hızlı, üstelik daha ucuz yapılır oldu. Çelik gemiler demir yollarıyla birlikte sanayi

devriminin temel lokomotifleri ve sembolleri haline geldiler.
Büyük gemilerin bu kadar hararetli biçimde çeliği kullanmaya başlamalarına rağmen ufak

teknelerde bu malzemenin kullanılması oldukça geç başladı. Çeliğin amatör denizciler

arasında yaygınlaşması efsanevi Fransız denizci Bernard Moitessier’nin 1969 yılında

dünyayı tek başına ve hiç durmadan, 11 metrelik çelik bir tekneyle dönmesinden sonra

oldu denebilir.
Çelik, tekne yapımında kullanılabilecek en sağlam malzeme. Çarpmalarda yüksek

esneme ve uzama özellikleri sayesinde kolay kolay delinmiyor, parçalanmıyor, kopmuyor.

Üzerine binen yüklere muazzam bir mukavemet gösteriyor.
Yapımı ve tamiri belki de en kolay malzeme. Hele şimdi çıkan bilgisayar kontrollü kesme

yöntemleri ve yine bilgisayarda hazırlanmış projeler sayesinde çelik levhalar milimetrik

olarak kesilip yerlerine lego gibi oturtulabiliyorlar. Usta bir kaynakçının elinden çıkarsa,

levhalar arasındaki kaynaklar levhaların kendisinden daha sağlam oluyor. Dünyanın her

yerinde çelik levha ve kaynakçı bulmak mümkün. Yani tekneyi en ücra yerlerde dahi tamir

edebilirsiniz.
Bu malzemenin ilginç ve çok güzel bir paradoksu var. Bütün bu güzel özelliklerine rağmen

olabilecek en ucuz tekne yapım malzemesi. Fakat gövdenin ucuz olması teknenin diğer

malzemeden yapılmış teknelere göre çok ucuz olacağı anlamını taşımıyor. Çünkü genel

kural şöyle der: gövde yapım malzemesi tüm tekne maliyetinin % 20 - 30’unu oluşturur…
Gelelim çeliğin sevimsiz özelliklerine. Ahşap gibi ağır bir malzeme. Ne yaparsanız yapın,

çelikten imal edilmiş bir tekne benzerlerinden daha ağır olacaktır. Bundan dolayı sert

denizlerde daha az sallanacak, sizi daha az yoracak, ama daha yavaş gidecek, daha

büyük yelken alanına ve daha büyük motora ihtiyaç duyacak, bu da hem cebinizi daha

çok yakacak, hem de daha büyük olacaklarından, yelkenlerle boğuşmak daha zorlaşacak.
Çelik, ahşap kadar olmasa da ekolojik bir malzeme. Paslanıyor, yani bozuluyor ve

çürüyor. Özellikle deniz ortamı iyi bakılmamış çeliğin canına okuyor. Gereken önlemler

alınmazsa, ne kadar sağlam bir malzeme olursa olsun, bir süre sonra delinebiliyor. Ancak

günümüzde çok gelişmiş epoksi bazlı boyalar ve kumlama teknikleri sayesinde bu çürüme

eğiliminin önüne geçilmiş durumda. Kuralına göre kumlama yapılmış ve uygun koşullarda

boyanmış çelik tekneler yıllarca hiçbir paslanma emaresi göstermeyebiliyor.
Bildiğiniz gibi metaller çok iyi iletkenler. Çelik bir tekneniz varsa izolasyonu muhakkak iyi

düşünmeniz ve uygulamanız gerekir. Bir izolasyon malzemesiyle içten kaplanmadığı

takdirde sac tekneleri yazın soğutmak, kışın da ısıtmak imkansız gibi bir şeydir.
Çelik günümüzde uzun yol teknelerinde çok sık kullanılan bir malzeme. Özellikle çok ıssız

bölgelere giden, şartları zorlamayı seven denizcilerin bir numaralı tercihi.


Hakan Öge