Toplam 8 adet sonuctan sayfa basi 1 ile 8 arasi kadar sonuc gösteriliyor

Konu: Uzun yol için tekne seçimi

Hybrid View

  1. #1
    Moderator Beatrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mart.2014
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    2,427

    Uzun yol için tekne seçimi

    UZUN YOL İÇİN TEKNE SEÇİMİ




    Gövde malzemeleri:


    Küçük bir tekneyle dünyayı ilk defa turlayan Joshua Slochum’dan beri, yani 100 yılı aşkın

    zamandır insanlar farklı tipte, farklı malzemelerle yapılmış teknelerle okyanuslara açılıyor.

    İlk önce bu farklı yapım malzemelerinden, bir sonraki sayıda da farklı tipteki teknelerden,

    bunların her birinin avantaj ve dezavantajlarından bahsedeceğim.


    Ahşap


    Şu anda kullanılan en geleneksel malzeme ahşap. Avrupalılar dünyayı bir sömürge haline

    getirmeyi, tamamen ahşaptan imal edilmiş gemileriyle dört bir tarafa yayılıp oraları istila

    etmeleri sayesinde başardılar. Joshua Slochum’dan tutun, Türk amatör denizciliğinin

    duayeni Sadun Boro’ya kadar, dünya denizlerine ilk açılan amatör denizcilerin tekneleri de

    tamamen ahşaptan imal edilmiş idi. Yani ahşap tekne neredeyse insanlık tarihi kadar eski

    bir şey. Dolayısıyla bu malzemenin kendini kanıtlamışlığı inkâr edilemez.
    Ahşap son derece ekolojik bir malzeme. Eskiyen, kullanılmaz hale gelen bir tekneyi

    doğaya en az zararı vererek ortadan kaldırmak mümkün. Yapımı sırasında tamamen yok

    olabilir bir malzeme olan ağaç kullanılıyor. Bu malzeme ısıyı çok iyi izole ettiği gibi insan

    için de çok daha sıcak, doğal ve sağlıklı bir yaşam alanı sunuyor. Yapımı nispeten kolay

    ahşap teknenin. Hayatında hiç tekne yapmamış biri dahi biraz sabır ve bol emekle ahşap

    tekne inşa edebilir.
    Bütün bunlar güzel, ama ahşabın bir sürü problemi var. İnsanları ahşaptan uzak tutan en

    önemli etken, yukarıda olumlu bir özellik olarak bahsettiğim “ekolojik”liği, yani bozulmaya,

    çürümeye yatkınlığı. Bu özellik gayet paradoksal olarak ahşabı hem mükemmel, hem de

    rezalet bir malzeme yapıyor.
    Özene bezene yaptığınız ya da satın aldığınız, gözünüz gibi baktığınız, daha da önemlisi

    hayatınızı teslim ettiğiniz teknenizin çürümesine, su almasına, parçalanıp yok olmasına

    seyirci kalacak değilsiniz doğal olarak. Bunu önlemek için ne yapacaksınız? Sürekli

    boyayacaksınız, hatta gerekirse cam elyafıyla güçlendirilmiş epoksi ile kaplayacaksınız.

    Malzemenin ekolojik olarak değeri kalmamış olacak…
    Günümüzün diğer yapım malzemelerine göre dayanıksız bir malzeme ahşap. “Dayanıklı

    yapayım, taş gibi bir teknem olsun” derseniz, bu sefer de çok ağır bir tekneye sahip

    oluyorsunuz.
    Ahşap bugün az kullanılıyor, uzun yol denizcilerinin birinci tercihi değil. Klasik görünümlü,

    eski, ağır ahşap tekneleri günümüzde sadece meraklıları kullanıyor.



    Hakan Öge

  2. #2
    Moderator Beatrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mart.2014
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    2,427
    Çelik

    Ahşaptan sonra dünyanın en denenmiş, kendini kanıtlamış malzemesi çeliktir denebilir.

    Sanayi devrimiyle birlikte çelik hemen her yere girdi. Bu malzemenin denizciliğe

    yansıması muazzam oldu. Çelik sayesinde o güne dek akla dahi getirilemeyecek

    büyüklükte gemiler yapılmaya başlandı. Bu sayede taşımacılık ve ulaşım daha güvenli,

    daha hızlı, üstelik daha ucuz yapılır oldu. Çelik gemiler demir yollarıyla birlikte sanayi

    devriminin temel lokomotifleri ve sembolleri haline geldiler.
    Büyük gemilerin bu kadar hararetli biçimde çeliği kullanmaya başlamalarına rağmen ufak

    teknelerde bu malzemenin kullanılması oldukça geç başladı. Çeliğin amatör denizciler

    arasında yaygınlaşması efsanevi Fransız denizci Bernard Moitessier’nin 1969 yılında

    dünyayı tek başına ve hiç durmadan, 11 metrelik çelik bir tekneyle dönmesinden sonra

    oldu denebilir.
    Çelik, tekne yapımında kullanılabilecek en sağlam malzeme. Çarpmalarda yüksek

    esneme ve uzama özellikleri sayesinde kolay kolay delinmiyor, parçalanmıyor, kopmuyor.

    Üzerine binen yüklere muazzam bir mukavemet gösteriyor.
    Yapımı ve tamiri belki de en kolay malzeme. Hele şimdi çıkan bilgisayar kontrollü kesme

    yöntemleri ve yine bilgisayarda hazırlanmış projeler sayesinde çelik levhalar milimetrik

    olarak kesilip yerlerine lego gibi oturtulabiliyorlar. Usta bir kaynakçının elinden çıkarsa,

    levhalar arasındaki kaynaklar levhaların kendisinden daha sağlam oluyor. Dünyanın her

    yerinde çelik levha ve kaynakçı bulmak mümkün. Yani tekneyi en ücra yerlerde dahi tamir

    edebilirsiniz.
    Bu malzemenin ilginç ve çok güzel bir paradoksu var. Bütün bu güzel özelliklerine rağmen

    olabilecek en ucuz tekne yapım malzemesi. Fakat gövdenin ucuz olması teknenin diğer

    malzemeden yapılmış teknelere göre çok ucuz olacağı anlamını taşımıyor. Çünkü genel

    kural şöyle der: gövde yapım malzemesi tüm tekne maliyetinin % 20 - 30’unu oluşturur…
    Gelelim çeliğin sevimsiz özelliklerine. Ahşap gibi ağır bir malzeme. Ne yaparsanız yapın,

    çelikten imal edilmiş bir tekne benzerlerinden daha ağır olacaktır. Bundan dolayı sert

    denizlerde daha az sallanacak, sizi daha az yoracak, ama daha yavaş gidecek, daha

    büyük yelken alanına ve daha büyük motora ihtiyaç duyacak, bu da hem cebinizi daha

    çok yakacak, hem de daha büyük olacaklarından, yelkenlerle boğuşmak daha zorlaşacak.
    Çelik, ahşap kadar olmasa da ekolojik bir malzeme. Paslanıyor, yani bozuluyor ve

    çürüyor. Özellikle deniz ortamı iyi bakılmamış çeliğin canına okuyor. Gereken önlemler

    alınmazsa, ne kadar sağlam bir malzeme olursa olsun, bir süre sonra delinebiliyor. Ancak

    günümüzde çok gelişmiş epoksi bazlı boyalar ve kumlama teknikleri sayesinde bu çürüme

    eğiliminin önüne geçilmiş durumda. Kuralına göre kumlama yapılmış ve uygun koşullarda

    boyanmış çelik tekneler yıllarca hiçbir paslanma emaresi göstermeyebiliyor.
    Bildiğiniz gibi metaller çok iyi iletkenler. Çelik bir tekneniz varsa izolasyonu muhakkak iyi

    düşünmeniz ve uygulamanız gerekir. Bir izolasyon malzemesiyle içten kaplanmadığı

    takdirde sac tekneleri yazın soğutmak, kışın da ısıtmak imkansız gibi bir şeydir.
    Çelik günümüzde uzun yol teknelerinde çok sık kullanılan bir malzeme. Özellikle çok ıssız

    bölgelere giden, şartları zorlamayı seven denizcilerin bir numaralı tercihi.


    Hakan Öge

  3. #3
    Moderator Beatrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mart.2014
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    2,427
    Alüminyum


    Alüminyum son zamanlarda gittikçe artan bir popülerliğe sahip. Özellikle Fransızlar

    alüminyumu denizde çok kullanıyorlar. Bu malzemeyi kullanarak seri üretim yapan

    firmaları dahi var. Deniz şartları için özel olarak üretilmiş alüminyumun oldukça ilginç

    özellikleri var. Bir kere çok hafif. Hafif olmasına rağmen çeliğe yakın bir sağlamlığı var.

    Alüminyumun bence en büyük avantajı boya derdinin olmaması. Su hattı altına sürülmesi

    gereken zehirli boya dışında tüm gövdeyi boyamadan bırakabiliyorsunuz. Bu da sizi

    boyayı korumak gibi oldukça meşakkatli bir işten kurtarıyor. Bir de ben bu tür boyasız

    alüminyum teknelerin görüntüsünü çok seviyorum. Bence tekneye çok vahşi bir güzellik

    katıyor.
    Alüminyumun dezavantajlarına gelelim. Bu malzemenin en kötü tarafı galvanik korozyona

    karşı çok hassas olması. Yanlış yapılabilecek bir elektrik donanımı teknenin su içinde

    erimesine neden olabiliyor. Alüminyum çelikle yan yana geldiğinde korozyona

    uğrayabiliyor. O yüzden bir limanda çelik bir teknenin yanına uzun süreli bağlanması bile

    sakıncalı. Malzemenin hiçbir şekilde başka bir metalle kontak halinde olmaması gerekiyor.

    Bu yüzden alüminyum tekneleri yapımı gerçek bir uzmanlık işi. Her şeyin çok iyi

    hesaplanıp bir araya getirilmesi lazım. Tabii bu durumda işçilik çok pahalı oluyor. Malzeme

    olarak zaten çok pahalı, işçiliği de ekleyince yapımı oldukça tuzluya çıkıyor.
    Alümimyumun bir diğer dezavantajı da kaynağının çok uzmanlaşmış kişilerce yapılması

    gerektiği. Dünyanın az gelişmiş yerlerine gitme niyetiniz varsa teknede tamirat

    yapabilecek işçiler bulmakta ciddi olarak zorlanabiliyorsunuz.
    Tüm bu dezavantajlarına rağmen hafifliği, sağlamlığı ve boya derdinin olmaması bu

    malzemeyi maddi bakımdan sıkıntısı olmayan uzun yol denizcilerinin önemli tercihlerinden

    biri yapıyor.



    Hakan Öge

  4. #4
    Moderator Beatrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mart.2014
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    2,427
    Cam elyafı


    Cam elyafı destekli polyester kuşkusuz bugünün en önemli yat üretim malzemesi. Yapım

    sırasında bir kalıp kullanılabilmesi sayesinde seri üretime olanak vermesi yat

    endüstrisinde bir devrime neden olmuş. Amatör denizciliğin günümüzde bu kadar

    yayılmasının en büyük nedeninin bu malzemenin kullanılmaya başlanmış olmasıdır

    diyebilirim. Bu sayede firmalar hemen her ihtiyaca yönelik tekneleri seri olarak üretmeye

    başlayabilmiş, bu da yat fiyatlarını oldukça makul seviyelere çekebilmiş. Bu kadar fazla

    tekne üretmenin bir uzantısı olarak büyük bir ikinci el pazarı doğmuş, bu sayede hemen

    her bütçeye hitap edebilecek tekneler ortaya çıkmış.
    Cam elyafının en büyük avantajı, bu tür teknelerin çok fazla sayıda olması diyebilirim.

    Dolayısıyla isteklerinize ve kesenize uygun tekneyi kısa zamanda bulabilirsiniz. Tuzlu su

    koşullarından hemen hiç etkilenmemesi bu malzemenin tercih nedenlerinden biri. Elyaf

    katlarının arasına tuzlu suyun girip gövdenin yapısını bozması olarak tarif edebileceğimiz

    ozmoz modern malzeme ve yapım teknikleriyle neredeyse tamamen engellendi.
    Cam elyafı destekli polyesterin en büyük dezavantajı çok sert bir madde olmasından

    dolayı elastikiyet kat sayasının çok düşük olması. Bu nedenle sert maddelere çarpma

    durumunda malzeme kolayca kırılabiliyor, yırtılabiliyor. Hiçbir yardım bulunamayacak

    dünyanın uzak coğrafyalarında teknenin denizde yüzen bir şeye çarpması, karaya

    oturması, mercan resiflerine çıkması durumlarında bu malzeme fazla bir direnç

    gösteremeyecektir.
    Bu sağlamlığı artırabilmek, sağlamlığın yanında tekneyi daha da hafifletebilmek için

    karbon, kevlar liflerini epoksi rezinle birlikte kullanan sistemler geliştirildi. Bu, teknenin

    sağlamlığını kuşkusuz daha da artırmasına rağmen çok pahalı bir yöntem. O yüzden bu

    malzeme gezi teknelerinden çok yüksek bütçeli yarış teknelerinde tercih ediliyor.
    Cam elyafı tekne yapımında kullanılan malzemeler içinde doğayı en çok kirleteni

    diyebilirim. Tamamen sentetik olan polyester ve epoksi ciddi bir doğa düşmanı. Daha çok

    doğada olmaktan keyif alan insanların oluşturduğu yatçılık camiasının büyük çoğunlukla

    en az doğa dostu malzemeyle yapılmış tekneleri kullanması ciddi bir paradoks aslında…
    Tüm bu malzemelerin dışında betonarme de tekne yapım malzemesi olarak kullanılıyorsa

    da günümüzde fazla tercih edilen bir malzeme değildir.
    “Zeilen” adlı bir Hollanda dergisinin Karaiplerde bulunan 28 – 80 feet arasında 134 uzun yol

    teknesi arasında yaptığı bir araştırmaya göre, bu teknelerin %53’ü fiberglas, %26’sı çelik,

    %9’u alüminyum, %8’i ahşap, %3’ü betonarme, %1’i ise kontrplak üstüne elyaf kaplama

    imiş.


    Hakan Öge

  5. #5
    Moderator Beatrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mart.2014
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    2,427
    Gelelim benim tercihlerime: benim dünya turunu tamamladığım teknem Mardek cam elyafı

    destekli epoksiyle yapılmıştı. Epoksi tekneye artı bir sağlamlık kazandırmış olsa da

    özellikle Patagonya’da çok tedirgin oldum. Çok az haritalandırılmış sularda, kayalarla

    çevrili kanallarda seyir yaparken insan daha sağlam bir tekne arzu ediyor. Şu anda tekrar

    yola çıkacak olsam, zorlu ve ıssız coğrafyalara gitmekten keyif aldığımdan sağlamlığı,

    boya gerektirmemesi, hafifliği gibi nedenlerden alüminyumla kolay tamiri, sağlamlığı, kolay

    yapımı nedeniyle çelik tekne arasında seçim yapmaya çalışırdım.

    Hakan Öge

  6. #6
    Üye FuatD - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    28.ubat.2015
    Nereden
    Antalya
    Mesajlar
    856
    Osman Atasoy'da aynı şekilde düşündü ve Antartikaya gittiği teknesi Uzaklar 2 gemi sacından imal edildi.

    http://osmanatasoy.org/uzaklar-ii.html

  7. #7
    Moderator Beatrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mart.2014
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    2,427
    Alıntı FuatD Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Osman Atasoy'da aynı şekilde düşündü ve Antartikaya gittiği teknesi Uzaklar 2 gemi sacından imal edildi.

    http://osmanatasoy.org/uzaklar-ii.html
    Osman Atasoy' da ekonomik özgürlük bir çok adım öndeydi....

  8. #8
    Moderator Beatrix - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    04.Mart.2014
    Nereden
    İstanbul
    Mesajlar
    2,427
    bana ağaç üzerine cam elyaf destekli epoksi kaplama daha yakın geliyor.... Çelik ıssız bölgeler için daha güvenli görünüyor, maliyetlere bakmalı.

Bu Konu için Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •