-
- Bora
Üye
çok sevgili geze-gen ler! 18 Aralık ta start alan gezimizi kısaca özetlemek gerekirse:
18 Aralık Cuma günü saat 17:00 de, Oğuzhan İmrag, Veysel Özüdoğru, Serdar Aktuğ ve Ben, Veysel abinin Nissan Terrano aracına doluşup, benim evin oradan yola koyulduk... Eskihisar feribotuna gidene kadar epey bir trafikte kaldık...feribotla karşıya geçtiğimizde saat 20:00 sularıydı.. Topçular Yalova arasında benim daha önceden tecrübe ettiğim bir yerde yemek molası verdik ve tekrar yola koyulduk...Gemlik-Bursa-Karacabey hattı üzerinden yeni yapılan Edremit yoluna bağlanıp, sırasıyla Edremit-Altınoluk ve Asos a geldik... Dar köy yollarından ilerleyerek kalacağımız motelin bulunduğu Sivrice ye ulaştık.. yolculuk sohbet muhabbet eşliğinde çok keyifli geçti... Motele vardığımızda saat 2:00 idi... denize sıfır harika bir konumdaydı yerimiz.. mekan sahipleri hakikatten çok güleryüzlü ve sıcak insanlardı..motel taştan yapılmış çok şirin ve orijinal biryerdi...manzara gece harikaydı...
Veysel abi sabah erken kalkıp olta atacağı için yatıp uyudu... geriye kalanlar sabaha kadar sohbet edip güldük.. sabah 6 da Veysel abi kalkıp Serdar ve Oğuzhan abiyi de yanına katarak deniz kıyısına balık tutmaya gittiler... oltaların başında veysel abi vardı..o arada ben ne mi yapıyordum? horul horul uyuyordum tabiki saat 10-11 gibi ben de kalktığımda veysel abi olta başındaydı... birlikte kahvaltı yaptık.. sonra sırayla uyumaya gittik veysel abi hariç..O olta başındaydı... akşamüstü olduğunda hepimiz kıyıdaydık... ben; oğuzhan abi ve serdar ın yardımıyla hazırlıklarımı yapıp suya atladım.. o ara veysel abi olta başındaydı... yaklaşık 2 saat suda kaldım.. suyun altı mülteci kıyafetleriyle doluydu.. çok güzel bir meraydı yalnız.. fenerimi kaybettiğim için verimli bir dalış yapamadım.. ama veysel abi olta başındaydı... denizin tadını çıkarara çıkara kıyıya geldim.. vuruduğum ufak tefek balıkları çıkardım... elbise ve ekipmanları çıkardım...o ara veysel abi olta başındaydı.. duş vs sonrası akşam yemeği için motelin restoranına geçtik.. o ara veysel abi olta başındaydı... sabah yakaladığımız ahtapotu mutfağa vermiştik.. harika mezeler ve beyaz su eşliğinde süper bir balık ziyafeti yaptık.. yemek arasında dışarı çıkıp hava alıyorduk... o ara veysel abi olta başındaydı...tekrar içeri girdiğimizde veysel abi olta başındaydı.. nihayet saat 23:00 olmuştu ve Veysel abi oltaları toplamıştı... hepimiz odalarımıza çekilip uyuduk...
Pazar sabahı saat 8:00 de kalkıp kahvaltımızı yaptık.. İşte esas macera şimdi başlıyordu... saat 10 sularında moteldeki güzel insanlarla, bir daha görüşmek üzere vedalaşıp diğer köylere doğru yola çıktık.. tepe ve sahil bölgeleri olmak üzere bir çok yer gezdik.. muhteşem bir havayı soluyarak manzara fotografları çekip keşifler yaptık.. daha sonra küçükkuyu ya inerek alışveriş yaptık... o arada çok ilginç birşey oldu.. insanlar bahçeden mandalina toplayıp satıyorlardı ama veysel abinin net bilgisine göre orada mandalina yetişmiyordu.. sanırım batılı güçler genetiğimizi bozmak için bize oyun oynamışlardı... veee artık normal insan modundan çıkma zamanı gelmişti..... Küçükkuyu dan Mıhlı şelalesine gittik önce.. harika biryer..her gidişimde biraz daha tesisleştiğini görmek ne kadar üzülmeme sebep olsa da hala muhteşem... şelaleden ayrıldıktan sonra Kazdağı na o dikeyde son köy olan Adatepebaşı köyünden toprak yola girdik... amacımız dağı kuzeydoğu istikametine dikine aşarak önce Serhat köyü ve akabinde Bayramiç e ulaşmaktı.. muhteşem bir doğada, lastik izi bile olmayan, kısmen çamurlu toprak yollardan giderek, yaklaşık 5 saat sürecek bir serüveni yaşıyorduk.. telefonlar maalesef çekmiyordu ve yol sorabileceğimiz hayvan bile yoktu ormanda... akıllı telefon GPS uygulamalardan biri vasıtasıyla harita üzerinden rota belirlemeye çalışıyorduk.. çok keyifliydi.. ama yollar düşündüğümüzden çok daha karmaşık ve zorlu hal almaya başlamıştı.. bir ara hepimiz ümitsizliğe kapılmadık değil.. ben birara çıkamama ihtimalimizi düşünerek, telefonun çok az da olsa çektiği biryerde arkadaşıma haber verdim.. olduğumuz geçtiğimiz yerlerde rakım 1000 leri geçiyor, bazı yerlerde dereler şelaleler, uçsuz bucaksız manzaralar, uzun ve sık çam ağaçları ve harika bir doğa... haritadan bulduğumuz 1-2 noktadan tek araç olduğumuz için risk almadan geri döndük ve başka rota çizdik...epey bir uğraş sonunda tekerlek izi bulmuştuk.. nihayet Serhat köyüne ulaştık... bu arada yol izini kaydettim... bu şu demek; en kısa zamanda tersten bu yolu yapacağız demek Bayramiç e geldiğimizde hava kararmak üzereydi ve çok acıkmıştık... Çan ın girişinde "BİYER" adında biryer bulduk.. et mangal restoranı biryerdi... inanılmaz memnun kaldık..oralardan geçen olursa mutlaka uğramalı ve kabak tatlısını yemeli.. sırasıyla Çan-Bandırma-Karacabey-Bursa üzerinden feribota oradan da benim siteye, arabaların yanına geldik... öpüşüp koklaşıp ayrılırken veysel abi olta başındaydı.. bu sefer bagajı topluyordu
çok keyifli ve huzurlu bir gezi oldu.. emeği geçen arkadaşlarıma sonsuz teşekkürler...
Yetkileriniz
- Konu Acma Yetkiniz Yok
- Cevap Yazma Yetkiniz Yok
- Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
- Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
-
Forum Kuralları