Hayatınız boyunca tanık olduğunuz, hatta tanık olmayı da geçin; duyduğunuz en ilginç, en korkunç anı hakkında biraz düşünmenizi istiyoruz bu yazıya başlamadan önce. Düşündüyseniz, hemen yazımıza dönelim; çünkü size çok daha ilginç bir olaydan bahsedeceğiz.
Bir kaç gün öncesine gidiyoruz. Filipinler'de iki balıkçı, işleriyle meşgul oldukları sırada uzakta bir tekne görüyorlar. Tekneyi bir süre gözlemledikten sonra başıboş bir şekilde sürüklendiğini farkediyorlar ve dolayısıyla bir terslik olduğunu anlıyorlar.
Balıkçılar hemen tekneyle iletişim kurmaya çalışıyorlar; ancak karşı taraftan hiçbir cevap gelmiyor.
Bir süre daha iletişim kurmayı denedikten sonra işlerini bırakıp tekneyi kontrol etmeye karar veriyorlar. Görecekleri manzara hakkında en ufak bir fikirleri olmayan ikili, hayatlarının en korku verici anlarından birini yaşayacaklarından haberleri olmadan tekneye ulaşıyorlar. İçeriye baktıklarında ise mumya haline gelmiş bir cesetle karşılaşıyorlar.
Olay karşısında dehşete düşen ikili hemen yardım çağırıyor ve tekne kıyıya çekilerek araştırmalara başlanıyor.
Bir teknenin içinde, Pasifik Okyanusu'nda bir başına mumyalaşana kadar sürüklenmiş bu cesedin Manfred Fritz Bajorat adlı 59 yaşındaki bir Alman'a ait olduğu anlaşılıyor. Cesedin durduğu şekilden yola çıkan polis görevlileri, Manfred'in ölmeden önce son bir gayretle yardım çağrısı yapmaya çalıştığını tahmin ediyor. Ayrıca yine yetkililer tarafından yapılan açıklamada, oturuş pozisyonuna bakılırsa büyük ihtimalle ani bir ölüm yaşadığı, hatta muhtemelen kalp krizi geçirdiği tahmin ediliyor. Yine de kesin ölüm nedeni henüz belirlenebilmiş değil. Teknede yapılan incelemelerde bir cinayete kurban gitmiş olduğuna dair bir ize de rastlanmamış.
Üstelik olayın ilginçliği bunlarla da sınırlı değil, hatta cevaplanması gereken bir çok soru var.
Manfred'in biri tarafından en son görüldüğü tarih tam 7 yıl öncesine denk geliyor. Kendisinden en son haber alınan zaman ise geçen sene. Tam olarak ne zaman öldüğü bilinmese de, hiç kimse tarafından görülmeden nasıl bu kadar uzun zaman okyanusta sürüklendiği sorusu akla gelen ilk büyük gizem.
Bir diğer soru ise öldükten sonra nasıl o pozisyonda sabit kalabildiği. Bunun gerçekleşebilmesi için okyanusta sürüklendiği süre boyunca, en azından mumyalaşana kadar hiçbir fırtınanın çıkmamış olması gerekiyor, ki bu çok düşük bir ihtimal.
Gelelim işin diğer ilginç bir tarafına. Ceset neden normalde olması gerektiği gibi çürümedi de, garip bir şekilde mumyalaştı?
Bu, olayın en gizemli yanı gibi görünse de diğer sorulara kıyasla nispeten daha kolay cevaplanabilen bir durum. Okyanusun tuz oranı yüksek havası, kuru okyanus rüzgarları ve aşırı yüksek sıcaklıklar tüm bu mumyalaşma sürecinin başlıca sebepleri.
Olayın esrarengiz ve korkunç tarafının yanı sıra bir de dramatik bir tarafı var.
Teknenin içerisinde bu fotoğrafa benzer şekilde, eskimeye yüz tutmuş bir çok fotoğraf bulunmuş. Manfred'in yaşadığı güzel anlardan yadigar kalan bu fotoğraflar arasında özel yaşamına dair bir çok yazı da varmış. Hayatı boyunca sık sık mavi sulara açılıp tüm okyanusları gezen, hatta geçmişte Ege ve Akdeniz'e de uğramış olan Manfred, bir zamanlar kendisine yol arkadaşı da olan eşini 2010'da kanser nedeniyle kaybetmiş. Teknede eşiyle kızına ait olan yıpranmış fotoğrafların arasında ise, Manfred'in ölen eşine yazdığı bir not bulunmuş. Notta "32 yıl. Tam 32 yıl boyunca aynı yolda yürüdük. Sonra kötülüğün gücü yola devam etme gücünden daha ağır bastı. Artık yanımda yoksun. Umarım oralarda huzurlusundur." yazıyormuş.
Önce eşini kaybeden, sonra okyanusun ortasında çaresizliği sonuna kadar hissederek hayata veda eden Manfred, arkasında çok garip bir olay da bıraktı. Ne diyelim; dünya gerçekten, gerçekten ilginç bir yer.
Mini güncelleme: Otopsi sonuçlarına göre cesedin 1 haftalık olduğu söyleniyor. Şimdi çok daha ciddi bir soru işareti var, 1 haftada bir insan nasıl mumyalaşır?
kaynak :http://onedio.com/haber/film-gibi-ol...edium=facebook