Giriştiğimiz Yelken sporunun daha çooook başında olduğumuzdan, almamız gereken eğitim ve tecrübeler dizilerinin sonu uçsuz bucaksız görünse de, her fırsatta her hava şartlarında denize açılmaya çalışıyoruz. Dün de bu günlerden biriydi.
Büyükçekmece Yelken Kulübünün eğitmenlerinden Yunus hoca, Bülent Ateş, beatrix ve ben sabah erken saatte 09:00' da marinada tekne başında buluştuk. Gün içersinde alacağımız eğitimler ile ilgili kısa bir brifing'ten sonra palamarları çözdük.
İlk önce bir kaç kere marina / Liman içersindeki dar alanlarda; iskeleye yaklaşma, iskeleye yan bağlanma (ABORDA /Alongsideve), ayrılma (AVARA / Shove off, Breast off, Put off, Push offStave off ) ve manevraları etkileyen 2 önemli faktörleri olan rüzgar ve pervane çekmelerini defalarca çalıştık.
Dümende Bülent Ateş ;
Marina dışına çıkp yelken seyrine başlamadan önce teknenin içini ve dışını neta ( topladık ) ettik. ki, denize açıldığımızda özellikle rüzgarlı ve dalgalı havalarda tekrardan teknenin içine girip devrilen eşyaları sabitleme sıkıntısına girmeyelim.
Motor seyrindeyken rüzgarı karşıdan alarak yelkenleri rahatça basabildiğimizi, Motoru kapatırsak tekne rüzgarın etkisiyle sürüklenmeye başlayacağını ve yelken ile rüzgar arasındaki açı artmasıyla, yelkenlerin biz daha onları hisa edemeden (basmadan) kuvvet üretmeye başlayacağını, Kuvvet üreten bir yelkeni yukarı basmamızın bir arabayı yokuş yukarı itmeye çalışmaktan farksız olduğunu, Otomatik pilotumuzu da rüzgara karşı ayarlamamız gerektiğini, Tekne rüzgara karşı dümen dinleyecek kadar yolda olursa sorun olmayacağını, Motora gereğinden fazla yol vermemizin karşıdan gelen rüzgarı gereksiz arttıracağını ve yelken basarken yelken salınımının bizi zorlayacağını daha önceki derslerimizde ve seyirlerimizde tecrübe ettiğimizden motorun bir aksilik nedeni ile çalışmayacağını varsayarak motoru stop ettik.
Yelkenleri bastık ve değişik rotalarda 15-20 knot rüzgarda önce Tramola (rüzgar karşı ilerlemeye çalışan bir yelkenlinin rüzgara karşı seyrederken yapması gereken zig-zag dönüşler, yelkenlerin, rüzgarı aldığı tarafı değiştirmek ) teknikleri, sonrasında Kavança ( rüzgarın geliş yönünün tersine doğru teknenin kontrası değişene kadar döndürülmesi...) tekniklerinin üzerinde antreman yaptık.
Her ne kadar soğuk 2 dereceye inen dondurucu yüzünü hissettirdiyse de şartlara uygun giyindiğimizden güzel ve keyifli seyrimize sıkıntı çıkartamadı.
Öğleden sonra tekrar marinaya dönerek seyrimizi sonlardırdık...
Büyükçekmece Yelken Kulübünün değerli eğitmenlerinden Yunus hocaya, her türlü desteğini her zaman zaman esirgemeyen Ömer' e (Excalibur) teşekkürler.
10 gün gece gündüz süren, Adriatik İyon ve Ege denizini kapsayan bir taransfer öykümüz var( Hırvatistan, Montenegro, Arnavutluk, Yunanistan ve Türkiye ). Resimlerle renklenen uzun bir yazı dizisi..., yakında Ömer' e (Excalibur) teslim edeceğim, tecrübesi ile düzenlendikten sonra paylaşacak... yazıyı tamamlamak üzereyim...
Bu kadar lafa rağmen usturmacaları toplamayı unuttuk o da ayrı...